Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin başında Sayın Ahmet Aras var… Bodrum’dan aldığı güçle Muğla’nın genelinde çoğunluk oyu kazanarak göreve geldiği ilk günden itibaren kamuoyunun beklentisi çok açıktı: Devlet terbiyesi içinde, kurum ciddiyetiyle, ekip yönetimiyle örnek bir belediyecilik anlayışı… Başkanlık makamı; temsil makamıdır, ağırlığı vardır, ölçüsü vardır. Başkan konuştuğunda şehir konuşur, başkan sustuğunda kurum susar.
Ancak bugün, belediyede görevli bir personelin kendi kişisel sosyal medya hesabından basını, gazetecileri ve basın cemiyetlerini hedef alan çıkışları; sert ithamlarda bulunması; üslubuyla aba altından sopa gösterir bir tavır takınması; bunu yaparken de başkanın gölgesini arkasına alıyormuş gibi davranması artık kabul edilebilir bir durum değildir. Bu kişi belediye adına konuşmuyor, evet… Ama belediye başkanının gölgesini kullanarak yön vermeye, ayar vermeye, basını hizaya sokmaya kalkıyor. Asıl sorun tam da burada. Çünkü başkanın arkasına saklanarak yapılan her paylaşım, her yorum, her itham kamuoyunda “başkanın bilgisi dahilinde yapılıyor” izlenimi yaratıyor.
İşte tam bu noktada Muğla’nın bir sözü akla geliyor: “Bak hele başkan, Muğla’da gölgeye bakıp ısınan çok olur ama kimse güneşin yerini tutamaz.” Bu şehirde kimse gölgeden güç devşirerek makamın önüne geçemez, geçmemelidir.
Daha vahimi şu: Geçmişte devlet büyüklerine hakaret etmiş, kendi siyasi partisinin yöneticilerine dahi ağır sözler söylemiş bir kişinin bugün belediyede yetkilendirilmiş olması, kamu adına görev yapması, Sayın Ahmet Aras’ın omuzlarındaki sorumluluğu daha da tartışılır hale getiriyor. Çünkü böyle bir kişinin kuruma yakın durması bile risk yaratırken, bir de basına karşı sert bir dil kullanması, belediyenin kurumsal itibarını gölgeleyebilir.
Sayın Başkan… Bir personelin sizin gölgenizi kullanarak gazetecileri hedef alması, basın cemiyetlerine söz söylemesi, sosyal medyada racon keser gibi bir üslup takınması size de zarar veriyor. Bu tarz söylemler, Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin kurumsal çizgisiyle de bağdaşmıyor. Hem devlet terbiyesi hem siyasi tecrübe açısından böyle kişilerin yakınınızda durması bile doğru değilken, bir de toplumla iletişim kurmaya kalkmaları yarın daha büyük olumsuzlukların önünü açabilir.
Basını dizayn etmek, gazeteciyi susturmak, cemiyete gözdağı vermek bir personelin işi değildir. Hele ki bunu belediye başkanının gölgesini arkaya alıp yapıyorsa, bu tavır kamuoyunda “makamı kullanma” algısı doğurur. Bu da sizin yönetim anlayışınıza gölge düşürür. Bu şehirde eleştirinin muhatabı sizsiniz. Basınla konuşacak kişi de sizsiniz. Topluma açıklama yapacak, cevap verecek, duruş sergileyecek makam bellidir: Büyükşehir Belediye Başkanı.
Siz varken, yetkisi olmayan bir personelin sosyal medya üzerinden aba altından sopa gösterir bir dil kullanması ne sizi korur ne de belediyeyi güçlendirir. Tam aksine, sizin etrafınızda yanlış bir çevre oluşturduğu, size zarar verecek davranışların önünü açtığı algısını büyütür. Sayın Başkan, bu tavır size de yakışmıyor. Sizin aldığınız devlet terbiyesine, yıllarca taşıdığınız komutanlık disiplinine, kamuya karşı olan duruşunuza uyan bir tablo değil bu. Siyasi olarak da doğru bir tercih değildir; çünkü geçmişi problemli kişilerin bugün belediyenin gölgesinde güç devşirmeye çalışması, yarın sizin üzerinizde büyük sorunlara dönüşebilir.
Muğla’nın beklediği şey nettir: Basına karşı kurumsal duruş, açık iletişim ve başkanın bizzat muhatap olması. Personellerin kişisel hesaplardan racon kesmesi değil. Bu nedenle çağrımız nettir: Basına söz söyleyecek makam bellidir. Kamuoyuna mesaj verecek kişi bellidir. Gölgeye sığınıp konuşan personeller değil; Muğla’nın Büyükşehir Belediye Başkanı konuşmalıdır. Muğla’nın ciddiyete ihtiyacı var. Bu ciddiyeti sağlayacak olan da sosyal medyadan yorum yazan personeller değil; makamın gerçek sahibi olan sizsiniz.
Son sözümüz de bu olsun: “Bizim Muğla’da derler ki, gölgeden bağıranın sesi çok çıkar ama sözün ağırlığı güneşin sahibindedir.”
