Toprak zeytin ve direniş
Zeytinliklerde yürütülen çalışmalara tepki gösteren vatandaşlar, doğa ve yaşam alanlarının tehdit altında olduğunu belirterek mücadelelerini sürdüreceklerini açıkladı.
kizköy Mahallesi Akbelen bölgesinde yürütülen faaliyetler, bölge halkının tepkisine neden oldu. Asbelen Meydanı ve çevresinde çekilen görüntülerde, alanın jiletli tellerle çevrildiği görülürken, köylüler bu uygulamanın sahada yapılan çalışmaları kamuoyundan gizlemeye yönelik olduğunu savundu. Bölge sakinleri, zeytin ağaçlarının motorlu testerelerle kesildiğini ve “taşıma” gerekçesiyle yapılan uygulamaların gerçekte ağaçlara ciddi zarar verdiğini öne sürdü. Zeytinlerin başlarının kesildiğini ifade eden köylüler, bunun “sürdürülebilir enerji” söylemiyle bağdaşmadığını belirtti. “Bir zeytin ağacı onlarca yılda yetişiyor. Bu emek bu kadar kolay yok edilemez” diyen köylüler, yalnızca ağaçların değil; köyün, toprağın, geçim kaynaklarının ve mezarlıkların da tehdit altında olduğunu dile getirdi. Bölgede acele kamulaştırma kararlarının gündeme gelebileceğine ilişkin duyumlar aldıklarını belirten vatandaşlar, böyle bir uygulamanın tarlaların devlet eliyle alınarak özel şirketlere devredilmesine yol açabileceğini savundu. Köylüler, bu durumun kendilerini kendi topraklarında “işgalci” konumuna düşüreceğini ifade ederek, buna kesinlikle karşı olduklarını vurguladı. Açıklamalarda, “Bu topraklarda doğduk, bu topraklarda öleceğiz. Ne zeytin ağaçlarımızdan, ne toprağımızdan, ne emeğimizden vazgeçeceğiz” ifadelerine yer verildi. Jiletli tellerle çevrilen alanlara rağmen yaşananların Türkiye kamuoyuna duyurulacağı belirtilirken, sessiz kalmanın haksızlıkları büyüteceği görüşü dile getirildi. Bölge halkı, yaşananların yalnızca Akbelen’i değil, benzer uygulamalarla karşı karşıya kalabilecek tüm yerleşimleri ilgilendirdiğini ifade ederek, kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulundu. Yapılan açıklamalarda, “Bugün burada yaşananlara ses çıkarılmazsa, yarın benzer durumlar herkesin başına gelebilir” denildi. Köylüler, Akbelen’de yürütülen çalışmalara karşı mücadelelerini sürdüreceklerini ve zeytinliklerin korunması için hukuki ve toplumsal yollarla seslerini duyurmaya devam edeceklerini belirtti.
