Kıyılar için kamu yararı tartışması yeniden gündemde
Limak davasının sonuçlanmasının ardından Muğla kıyılarındaki koyların kullanımı yeniden gündeme geldi.
Bodrum Kızılağaç–Gerenkuyu bölgesini kapsayan Limak davasının sonuçlanmasının ardından Muğla kıyılarında yaşanan gelişmeler yeniden tartışma konusu oldu. Bodrum’dan Göcek’e, Dalaman’dan Datça’ya uzanan kıyı şeridinde birçok koyun yapılaşma, işletme ve fiili uygulamalarla halkın kullanımından çıkarıldığı yönündeki iddialar kamuoyunda geniş yankı buldu.
Konuya ilişkin açıklama yapan CHP Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi Avukat Remzi Kazmaz, Muğla’nın dünyaca ünlü koylarının birer birer halka kapatıldığını belirtti. Bodrum Cennet Koyu, Kızılağaç ve Gerence koylarının halkın denize girebildiği nadir alanlar olduğunu ancak bu koyların artık kullanılamaz hale geldiğini ifade etti. Dalaman Kille Koyu ve Göcek’teki doğal koyların da yeni projelerle tehdit altında olduğunu dile getirdi.
Muğla kıyılarında yaşanan süreci “Anayasa’ya rağmen sürdürülen sistematik bir yağma” olarak nitelendirerek, Ankara’dan adrese teslim projelerle yıllardır talan politikası yürütüldüğünü savundu. Marmaris’te yaşananların Datça’da da benzer şekilde devam ettiğini belirten Kazmaz, kıyıların kamusal niteliğinin giderek ortadan kaldırıldığını söyledi.
Açıklamasında Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 43. maddesine dikkat çekti. Kıyıların herkesin eşit ve serbest kullanımına açık olduğunu vurguladı. Buna rağmen Anayasa’ya ve yasalara aykırı şekilde hazırlanan ÇED raporlarıyla bu işgallerin sürdürüldüğünü ifade etti.
MUÇEV ve Türkiye Çevre Ajansı’nın (TÜÇA) yıllardır Muğla kıyılarında halk iradesi dışında tasarruflarda bulunduğunu öne sürdü. Kıyılardaki işletme hakkının bu kurumlarda değil, belediyelerde olması gerektiğini belirtti. “Kıyılardaki tüm işletme hakkı belediyelere aittir. Ne MUÇEV’in ne de TÜÇA’nın bu konuda hukuki yetkisi vardır” dedi.
Dalaman Kille Koyu’nda planlanan marina projesine karşı gerçekleştirilen ve çevreci sivil toplum kuruluşları ile farklı siyasi görüşlerden katılımcıların destek verdiği yürüyüşe de değindi. Bu direnişin ardından gözlerin Göcek koylarına çevrildiğini söyledi. Göcek’te tonoz sistemi üzerinden yeni bir işgal planının devreye sokulmak istendiğini savundu. Bu uygulamanın zamanla Göcek ve Fethiye’deki tüm koyların fiilen özel kullanıma açılmasının önünü açacağını ifade etti.
Kıyıların korunmasının siyasi bir mesele değil, kamusal bir hak mücadelesi olduğunu belirterek tüm yurttaşlara çağrıda bulundu. Kıyıların Anayasa ile güvence altına alındığını hatırlatan Kazmaz, “Muğla kıyıları halkındır. Bu hak Anayasamızda açık ve nettir. Dün Kille’de sergilenen dayanışma yarın Göcek’te de olmalıdır” ifadelerini kullandı.
Bakmadan Geçme