Aydın Doğer 'Sazköy Eko Sistem' Hakkında Basın Açıklamasında Bulundu
BODRUM HABER - BESİAD Üyesi Aydın Doğer 7 ağustos 2023 günü BESİAD disiplin kuruluna verdiği dilekçe ile Dernek üyesi Uğur İlhami Özden'in orman arazilerinin yapılaşmaya açılması girişimlerinden dolayı ihracını istedi.BESİAD yönetim kurulu esas olarak ta
BODRUM HABER - BESİAD Üyesi Aydın Doğer 7 ağustos 2023 günü BESİAD disiplin kuruluna verdiği dilekçe ile Dernek üyesi Uğur İlhami Özden’in orman arazilerinin yapılaşmaya açılması girişimlerinden dolayı ihracını istedi. BESİAD yönetim kurulu; esas olarak taşınmazın Uğur İlhami Özden adına değil dernek üyesi olmayan 3.kişi üzerine kayıtlı olduğu gerekçesi ile ihraç talebini reddetti. Verilen karar ile ilgili Aydın Doğer Bodrum BESİAD dernek ofisi önünde bir basın açıklamasında bulundu. Açıklamada geçmiş yıllardan beri Bodrum ve Muğla genelinde 1994 yılından bugüne kadar yaptığı eylemler ve doğa ile ilgili etkinliklerinden bahsetti. Konuya olan hassasiyetini de açıklayan Doğer; asıl olayın Eko Sistem değil sınırına dayandığı Ormanın ileride katledilmesi olduğuna dikkat çekti.
Aydın Doğer açıklamasında şunları dile getirdi. “Ben ne dilekçemde ne de farklı bir yazımda taşınmazın Uğur İlhami Özden adına kayıtlı olduğunu iddia etmedim. Tam aksine taşınmazların özden ailesi ile hiç ilgisi olmadığı ve başkaları adına satın alındığı düşünmekteyim. Derneğimiz üyesi ve bir dönem başkanı Uğur İlhami Özden derneğin tüzüğüne aykırı davranışlar sergilemiş, BESİAD da edindiği kariyeri basamak olarak kullanıp siyasete atılmış ve kişisel çıkarları uğruna tüzüğümüz gereği “halkın ve ülkenin yararına” olması gereken değil, tam tersi zararına olan yatırımlara imza atmıştır. Bunu yaparken -tüzük ihlal edilerek- sivil toplum kuruluşlarının ikaz ve uyarılarına kulak asmamıştır. Bir çok şaibeleri ve soru işaretlerini geride bırakarak Bodrum Belediye Meclisinden orman arazisine imar çıkartmıştır. Bugünlerde tüm duyarlı halkımızın ve sivil toplum örgütlerinin Akbelen ormanlarının LİMAK için katledilmesine karşı sürdürdüğü onurlu direniş yarın üyemiz sıfatı ile Uğur İlhami Özden için geçerli olacaktır. Derneğimizin tüzüğüne uymayan ve toplum içerisinde tepki toplayan şahsın orman katliamından vazgeçmesi ya da BESİAD’ tan ihraç edilmesi gerektiği kanaatindeyim şeklindedir. Dilekçemin sonunda belirtiğim gibi; toplum içerisinde tepki toplayan bu karardan ve bunun takipçiliğinden vazgeçmesi, vazgeçmesi için ikna edilmesi tüm bunlara rağmen bu konuda kararlı ise ihraç edilmesi talebinde bulundum. Bodrum’da saygın bir yeri olan ve 2 dönem yönetiminde bulunduğum derneğimin ileride olumsuzluklara yol açacak bu olaydan uzak kalmasını istedim.
Aydın Doğer sözlerine şekilde devam etti. “Mesleğim gereği inşaat mühendisleri odası (İMO) ve Türkiye Mimar Mühendis odaları birliği (TMMOB) üyesiyim. 10 yıl Bodrum temsilciliğini yaptım. Benzer olaylara hep duyarlı olduk. Yıllar önce Bodrum gönüllüleri derneği başkanı Saynur Gelendost ile inşaat mühendisleri odası olarak termik santral için “sürekli eylem komitesi” kurduk. Tüm doğa katliamı olaylarının takipçisi olduk, eylemler yaptık, davalar açtık. Son olarak TMMOB olarak Akbelen’deki 5 li çete olarak adlandırılan LİMAK firması için yapılan ağaç katliamına karşı direnişimizi sürdürmekteyiz. Meclis kararını da Akbelen de bulunduğum anda öğrendim. Aynı zamanda bu çağrıyı, olayın basit olmadığını ve Akbelen orman katliamından daha tehlikeli olabileceğini açıklamak için bu çağrıyı yaptım.
Konu sadece Sazköy 118 ada, 25-30-31-32 parsellerdeki imar izni değildir. Özellikle seçilerek alınan parsellerin sınırı Çamarası ormanlarına dayanmaktadır. Ülkemizde ormanların zapt edilmesinin ne kadar kolay olduğunu bugünlerde izliyoruz. Hedef yıllar öncesinden konulmuş. Buradaki yapılaşmadan sonra orman kiralanacak yapılaşacak ve katledilecektir.
LİMAK; 2017 yılında kurduğu senfoni orkestrası ile “sanata olan duyarlılığını”, Limak Holding'in yönetim kurulu başkanı Ebru Özdemir'in doğal hayatı koruma vakfı türkiye şubesi'nin (wwf türkiye) mütevelli heyeti üyesi olması ile “çevreye olan duyarlılığını” ispatlayıp kamufle olmaya çalışmıştır.
Bodrum’da da büyük sermaye; saygın BESİAD Derneğini, saygın meclis üyeliğini Uğur İlhami Özden üzerinden kamufle etmeye çalışmaktadır. Ama mızrak çuvala sığmamış, erken deşifre olmuşlardır.
Eğer önlemini almaz isek kısa bir süre sonra bu katliamın da suç ortağı olacağız. O gün geldiğinde büyük sermaye üyemiz Uğur İlhami Özden’i bile tanımayacaktır. Belki de o gün Uğur İlhami Özden’i korumak görevi yine bize düşecek.
Bodrum Belediyesi meclis üyelerinden onay verenler de utançlarından sokağa çıkamayacak duruma düşecektir. Kendi halkına ihanet eden, gelecek nesillerin çocuklarının, torunlarının hakkını büyük sermayeye bağışlayan bu “onaycılar” gelecekteki siyasi yaşamlarını da yok etmişlerdir. Hiç iyi anılmayacaklardır. Sadece 80 dönümlük yerin değil, koca bir ormanın tehlike altında olduğunu uzay görüntüleri ile ispatlayacağım.
Gelelim olayın sahiplenilmesine;
Sayın Belediye Başkanımız bir basın açıklaması yaparak olayı savundu ve sahiplendi. Tüm yasal gerekçelerin, evrak olarak tamamlandığını ve bu nedenle ruhsat verilmesinde sakınca olmadığını vurguladı. Önceki belediye meclis kararına kimin itiraz ettiğinden ve bu davadan neden vazgeçtiğinden, bu dosyaya sunulan bilirkişi raporlarından nedense hiç bahsedilmedi. keşke bu açıklamaya TMMOB’ den bir temsilci çağırılsaydı.
Sayın Başkan;
*Akbelen için de mevzuat uygun şekle sokulduğu için ağaç katliamı yapılıyor
*Meclisten mevzuatı uygun olduğu için 5 li çeteden cengiz inşaatın geçen ruhsatı ile doğa katlediliyor. ve zabıtamız bile araziye giremiyor.
*Bu ülkede çocuk tecavüzlerine bile “çocuğunda rızası vardı” diyerek mevzuat düzenleniyor. *ya da büyük millet meclisinin onayladığı idamlar. örnekleri sonsuza kadar çoğalta biliriz.
Olay Susurluk kazasında araç içinden çıkan insan çeşitliliğine dönüştü. bakalım bundan sonra olayın savunucularına kimler ilave olacak izleyeceğiz.
Bir de çok masum gösterilmeye çalışılan eko turizmden söz edelim: tanımı: çevreyi koruyan, yerel halkın refah düzeyini gözeten doğaya duyarlı alternatif ve sürdürülebilir bir turizm çeşididir.
İlk bakışta çevreci bir turizm algılanabilir ama bu alanda çadır falan kurulmaz, yine betonarme binalar dikilir.
Yani ekolojik bir ortama yapılaşmayı götürürsünüz, yerel halkın refah düzeyini de “düne kadar kendisine ait olan yerlerde amele olarak çalışarak” yükseltirsiniz.
Diğer önemli bir konu buranın orman olmadığı;
Aşağıdaki resimlerde Sazköy 118 ada, 25 parsel ve komşu parseller bağırıyor; “insanoğlu siz kağıt üzerinde ne derseniz deyin: Biz ormanız, biz kendi kendimize gelişiyoruz, siz bize bakmasanız da biz büyüyoruz yeter ki bizi siz yok etmeyin”. diyor.
Görüntüler google earth aktarımı olup, ağaç sayılarında yaklaşık olarak ziraat mühendislerince saptanmıştır. Bu belge hepimizin bilgisayarından ulaşabileceği özelliktedir. (mevzuata uydurabilmek için bürokratların kapıları aşındırılarak alınmamıştır).
Orman konuşamaz, ormanın içindeki canlılar konuşmaz ve haklarını arayamaz, tıpkı çocuklar gibi. bizler onların savunucu olmalıyız. Bizlere düşen görev budur.
İtiraz ile ilgili olarak hukuki girişim başlatılmıştır ve olumlu sonuçlanmasını ümit ediyoruz. Olayın takipçisi olacağız” dedi.